Sosyal Medya

Güncel

İbrahim Kiras: Türkiye’yi hesaba katmadan yapılan hesaplar çarşıya uymuyor

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kiras Afrin operasyonunun politik kazanımlarını köşesine taşıdı.



İbrahim Kiras, Afrin operasyonunun askeri olduğu kadar politik bir zafer de olduğunu belirterek Türkiye'yi dahhil etmeden yapılan hiçbir planın başarı şansı olmadığını iddia etti.

Yazının Tamamı

Afrin’de Zeytin Dalı Harekatı’nın baÅŸladığı günlerde bir yazı yazmıştım, “Hem siyasi hem askeri baÅŸarı” diye…
 
“Uzun bir hazırlık süresi içinde planlandığı anlaşılan operasyonun askeri bakımdan baÅŸarısı, konuyla ilgili uzmanların ortak tespiti. Siyasi bakımdan ise harekâtın Türkiye için dış politika kazanımlarına dönüşebilecek sonuçlar getirmesi mümkün ve muhtemel görünüyor” demiÅŸtim.
 
O yazıya sağdan soldan bazı itirazlar geldi, erken bir kutlama yaptığım ileri sürüldü. Oysa bugün gelinen noktada konunun hem siyasi hem de askeri yönünün çok iyi düşünülmüş ve hazırlanmış olduğu herkesin kabul ettiği bir vakıa artık. Çünkü bölgedeki terör unsurları bütünüyle tasfiye edilirken Mehmetçiğimizin korkulanın altında bir kayıpla tamamladığı, üstelik sivillerin neredeyse burnu kanamadan gerçekleştirilip sonuca ulaştırılmış bir askeri harekattan söz ediyoruz.
 
KuÅŸkusuz, YPG unsurlarının Afrin ÅŸehir merkezinde bir direniÅŸ göstermekten kaçınmaları bu sonucu kolaylaÅŸtırdı ama bunun da esas itibarıyla Türkiye’nin hem askeri hem de siyasi çabaları sayesinde gerçekleÅŸtiÄŸini kabul etmek gerekiyor.
 
Ä°yi kötü bir mukayese imkânı vermesi bakımından ABD’nin 11 Eylül sonrası günlerde Afganistan ve Irak’ta gerçekleÅŸtirdiÄŸi askeri iÅŸgal operasyonlarını hatırlayın. Irak Savaşı’nın ABD’ye maliyeti 3 Trilyon Dolar olarak hesaplanmıştı. Afganistan iÅŸgalinin faturası ise 1 Trilyon Dolar. Amerikalıların yalnızca Irak savaşında kaybettikleri asker sayısı yaklaşık 5 bin. Bu savaÅŸ sırasında hayatını kaybeden Iraklı sivillerin sayısı ise 1 milyon.
 
Bu kanlı iÅŸgallerin siyasi faturası ayrı bir konu ama en basitinden bugün bütün dünyayı uÄŸraÅŸtıran IŞİD’in doÄŸuÅŸu da Amerikan iÅŸgalinin siyasi sonuçlarından biri. Dönemin çılgın “neo-con”larının sahneye koyduÄŸu akıldışı hamlelerin bölgedeki fay hatlarını tahrip etmesi neticesinde oluÅŸan dolaylı sonuçlardan biri de Suriye iç savaşı ve devamında burada oluÅŸturulmak istenen yapay devlet projeleri.
 
H H H
 
Bu çerçevede Türkiye’nin yaklaşık 40 yıldır uÄŸraÅŸtığı ve ancak son 10 yıl içinde radikal çözümler geliÅŸtirmeye çalıştığı “Kürt Sorunu”nun geldiÄŸi çözümsüzlük noktasından meseleye bakmamız gerekiyor. Ankara’nın çözüm uÄŸruna -bazı güvenlik risklerini göze almak da dahil olmak üzere- bütün yaptıklarına raÄŸmen, birilerinin kulağına üflediÄŸi Rojava vaatlerinin peÅŸine takılıp “bir gece ansızın” çözüm masasını deviren PKK-HDP yapılanması kendi eliyle kendi lehine iÅŸleyen paradigmayı ters yüz etti.
 
Suriye’nin somut demografik yapısı itibarıyla etnik temelde bir federatif bölgenin ortaya çıkması iç savaşın doÄŸal sonuçlarından biri olarak kabul edilebilir elbette ama böyle bir antitenin Türkiye’yle çatışarak var olması düşünülemez. Ãœstelik Türkiye ile çatışmasına ihtiyaç da yokken... Buna mukabil Ankara ile dost bir yapının hem kendi geleceÄŸi hem de Türkiye’deki Kürtlerin huzuru garanti altında olurdu. PKK bunu yapmadıysa baÅŸka hesaplarla (veya baÅŸkalarının hesaplarıyla) maniple edildiÄŸi için yapmadı.
 
En baÅŸta Rusya tarafından kurdurulan ve Moskova’nın kontrolünden hemen hiç çıkmayan, diÄŸer yandan en azından bazı unsurları zaman zaman ABD kontrolüne girebilen ve Avrupa istihbaratlarınca yönlendirilebilen bir örgütün aslında kendi halkının çıkarları doÄŸrultusunda kararlar alabilmesi zor çünkü.
 
Bu analizimi PKK’nın çözüm sürecini bitirip “devrimci halk savaşı” baÅŸlattığını ilan ettiÄŸi günlerde de paylaÅŸmıştım. Komplo teorilerinden her zaman uzak durmaya çalışan biri olarak bu analizi yaptığımı da özellikle vurgulama gereÄŸi duymuÅŸtum.
 
***
 
Afrin Harekatının baÅŸarısı bir kere daha gösterdi ki bu bölgede Türkiye’yi hesaba katmadan yapılan hesaplar çarşıya uymuyor.
 
Sırtını Afrin’de Rusya’ya, Kobani’de ABD’ye dayayan PKK ve yandaÅŸları bölge dışı güçlere güvenerek kendi amaçlarına ulaÅŸmalarının mümkün olmadığını, baÅŸkalarının hesaplarına ettikleri hizmetle kalacaklarını bir kere daha deneyimleyerek öğrendiler. Åžimdi bölgedeki ve Türkiye’deki Kürt seçkinlerinin bu tecrübenin artık son olması için ne yapmak gerektiÄŸine kafa yormaya ihtiyaçları var. Mesela yarın Kobani ve Cezire kantonlarında karşılarına çıkacak bir problemde daha rasyonel bir tutum geliÅŸtirmek gibi…
 

 

Genel anlamda ise 19. yüzyılın etnik devlet modasının peşinden gençleri ölüme sürüklemek yerine daha gerçekçi ve kendi insanlarının mutluluğunu gözeten bir siyaseti gündemlerine alabilirlerse iyi yaparlar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.